HP 54512 OSCILLOSCOPE: A CLASSIC
K. Amerika'ya yerleşmek üzere Türkiye'den ayrılırken yanımda bir el telsizi bile götürememiştim. Bütün amatör telsizcilik malzemelerim, çok sevdiğim HP 54616b osiloskopum da dahil olmak üzere kayın pederimin evinin tavan arasını boylamıştı. Küresel salgın, iş yoğunluğu vb. derken dört yıl memlekete gelemedim. Bu arada buralarda da biraz malzeme edindim ama, bazı cihazlarımı, özellikle de ölçü aletlerimi bırakmak zorunda kaldığım için hep hayıflandım. Bu arada bir ara zaman bulursam yazacağım, ne ABD, ne de Kanada telsiz veya laboratuvar aletleri edinmek konusunda bir cennet değil. Her neyse, sonra kısmet oldu yıllık iznim için Türkiye'ye geldim ama bu defa da osiloskopu paketleyip Kanada'ya götürecek cesareti bulamadım. "Yolda kırılır, kırılmaz, fazla bagaj ücreti..." falan derken 54616'yı uygun bir fiyata devrettim, kafamda yeni tip LCD ekranlı skoplardan bir tane almak fikriyle geri döndüm. Hatta belirli bir marka ve modeli de gözüme kestirmiştim. Gelgelelim, aradan bir iki ay geçmesine rağmen bir türlü kendimi ikna edemedim. "Yepyeni cihaz senin neyine?" diyordum kendi kendime, "ayda toplam kaç saat kullanacaksın ki?" Bir yandan da Ebay vb. İnternet sitelerindeki kullanılmış osiloskop ilanlarına bakıyordum.
Hewlett-Packard'ın 1991 test ve ölçüm aletleri kataloğunda 54xxx ailesi. Fiyatlar el yakıyor: En 'basit! osiloskop 3500 dolar. 2024 rakamlarıyla 8000 dolara yakın! |
Bir gün HP 545xx, 5452x 546xx serilerine bakarken fiyatı insana saçma gelecek kadar düşük bir osiloskop dikkatimi çekti. Bir HP 54512'ydi. "Olduğu haliyle" (as is), "kırık", "tek kanalı çalışmıyor", "hurda" gibi terimlerle bezeli bir ilandı. Ancak fotoğraflara baktığımda cihazın öz-testlerini geçtiğini ve işaretleri ekranda gösterebildiğini fark ettim. Bunlar 90'lı yılların başlarında piyasaya çıkmış, kendi zamanının en ileri teknojisi ciddi cihazlardı. 54512'nin bant genişliği (300 MHz) ve örnekleme hızı (1 Gsa/s) HF'te iş yapmaya fazla fazla yeterdi hatta tekrarlayan işaretlerde VHF'de de gayet güzel iş görürdü. Gönderi ücretine baktım, Ebay'ın küresel gönderi hizmetiyle gayet makul bir fiyata kapıma kadar gelecekti. Riski almaya karar verdim, kaybım en fazla iki tane Çin malı el telsizi bedeli kadar olacaktı. "Hiçbir şey olmasa belki bir restorasyon projesi olur" diye düşünüp düğmeye bastım. İki hafta kadar sonra 51 ekran (tüplü) TV kutusu kadar bir paket kapıma bırakıldı. Tabii heyecanla açtım, ne göreyim, adeta bir mini-fırın! İrikıyım bir cihaz olduğunu biliyordum ama 8,5 kiloluk gövdesini kucaklamak şerefine erişmek bir başkaydı tabii...
51 Ekran TV geldi. |
Tahmin edebileceğiniz gibi önce bir genel muayene, kasa temizliği, iç temizlik yaptım. Cihaz kesinlikle kötü bir düşme geçirmiş ve metal kasa sol alt köşesinden çatlamıştı. Buna rağmen katot tüpü dahil herşey sağlam görünüyordu (büyük olasılıkla bazı parçalar düşmeden sonra yenileriyle değiştirilmişti). İçinde neredeyse hiç toz yoktu, hatta soğutma pervanesi bile görece tozsuzdu. Fiziksel olarak görebildiğim diğer tek hasar, ön panelden arka panel üzerindeki şebeke giriş filtresine uzanan çubuğun kırılmış olmasıydı. Bu modelde açma-kapama düğmesi şebeke filtresinin arka (cihazın içine denk gelen) tarafında. Ön paneldeki açma-kapama düğmesiyse yukarıda söz ettiğim çubuğun görünen ucu. Bir zorlamanın sonucu olsa gerek, filtredeki anahtar açık konumda sıkışmış, çubuğa bağlandığı plastik mafsal da kırılmıştı. Dolayısıyla cihazı açıp kapatmak için fişe takıp çıkarmak gerekiyordu.
İlk kontroller. Sağda kasaya dayalı duran parça güç kaynağı |
Yazar haklı olarak sevinmiş (çalışıyor!) |
Bu aşamalarından sonra şebeke girişinde sigortanın 110V yolu üzerinde olduğunu kontrol edip fişi prize taktım. Sinyal jeneratörünü bağlayıp ile farklı frekanslarda işaretlere baktım. Dört numaralı kanal dışında her şey normal çalışıyordu. Ölçümlerde ve gösterimde (en azından kendimce) bir hata göremedim. Sevincime diyecek yoktu. Kalibrasyon işlemlerini bitirip, izleyen günlerde osiloskopun kullanıcı el kitabını önüme koyup cihazı tanımakla uğraştım.
Ek kitabı eşliğinde alıştırmalar |
Burada bir noktayı belirtmek gerek. Bu aygıtın el kitabı da kendisi gibi üretici firmanın kalitesini ve özenini yansıtıyor. Salt cihazın işlevlerini açıklayan kuru bir metin değil aynı zamanda bu işlevlerin her biri için alıştırmalar da içeren ve kullanıcının olası sorularını yanıtlayan bir kaynak. Her alıştırmada, ekranda görmeniz gereken sonucun da bir görseli olduğu için yaptığınız işlemi kontrol da edebiliyorsunuz. Artık böyle el kitabı bulmak çok ama çok zor. Unutmayalım ki HP, Tektronix gibi firmaların sadece bu işle ilgili yayın departmanları vardı o yıllarda. Yüzlerce model için servis el kitapları, servis bültenleri, düzeltme notları hatta HP dergisi gibi bir çok kaynağı sistemli biçimde yayınlamış olmaları bana hayranlık veriyor. Bugünlerde binlerce lira verip aldığınız cep telefonunun bazı işlevlerini telefonu hurdaya atarken hala hiç duymamış olabiliyorsunuz... çünkü güya bu cihazlar "intuitive" yani kullanıcı içgüdüsel olarak yolunu bulabiliyormuş (!) o nedenle de kılavuza gerek yokmuş. Pekala.
Sonraları eksik vidaları tamamlamak, enkodere bir düğme ayarlamak gibi işlerin dışında kendimce bir-iki iyileştirme de yapmaya çalıştım. Bir tanesi soğutma pervanesini değiştirerek gürültüyü azaltmak oldu. Cihazın üzerindeki Papst marka pervane 54 dB gürültü üretiyordu. Bunu bir Noctua ile değiştirince gürültü 37 dB'e düştü, gelgelelim hava akımı yeterli olmadı. Kasanın içinde ısının çok yükseldiğini görünce eski pervaneye geri döndüm. Hem 170m3 saat hava verecek hem de gürültüsü 45 dB'den az bir pervane bulamadım.
Arka kapağın altında iki pil yatağı var şimdi. |
Zaman zaman bana "ucuza geldiği için mi bu eski cihazları alıp tamir etmekle uğraşıyorsun?" gibi şeyler söyleyenler oldu. Herkesin kendine göre nedenleri vardır ama görebildiğim kadarıyla antika cihazlarla uğraşmanın parasal nedenlerle ilişkisi olduğunu sanan kişiler genelde amatör telsizciliğin, hatta "hobi" kavramının ne olduğunu anlayamamış olanlar. Belirli bir dönemi ve o dönemdeki teknolojiyi temsil eden bir sanayi ürününü, olabildiğince özgün haline geri getirmek, korumak ve kullanmak bir zevk. Bunu yapabilmek çalışmayı, sürekli yeni şeyler öğrenmeyi, bazen günlerce bir soruna yoğunlaşmayı ve o soruna sistemli yaklaşabilmeyi gerektiriyor. En önemlisi bu çabalamadan, öğrenme sürecinden keyif almayı gerektiriyor. Bu anlayış da elbette bilgiyle ve bilimle ilişkisi sorunlu toplumlarda gelişmiyor.
Diğer yandan şunları da eklemek gerek: Eski bir cihaz almak elbette riskli. Bu nedenle biraz da olsa ne aldığını, ne gibi sorunlarla karşılaşabileceğini araştırmak, bunların olası çözümlerini ve bu çözümlerin maliyetlerini alışverişi yapmadan önce düşünmek gerekiyor. HP 54512 örneğinde,
- Cihaza ilişkin yeterli kaynak var ve erişilebilir (kullanıcı el kitabı, servis el kitabı)
- Cihazın yaygın arızalarını biliyorum (güç kaynağı vb.)
- Bu arızaları gidermek için izlenecek yollara ilişkin ek bilgi mevcut (Youtube videoları dahil)
- Yedek parça gerekirse, en azından devre kartlarını tek tek satın alabilmek mümkün. Çok gerekli olursa hurda halde ikinci bir cihaz bile bulunup sembolik bir bedele satın alınabilir.