SOME MORE WORK on uSDX QUAD BAND
Maniple, cihazdan büyük... |
Harmonikler: 40 m bandı |
|
|
Harmonikler: 17 metre bandı |
Amatör telsiz, elektronik ve haberleşme projeleri. Türkiye'de amatör telsizciliğin tarihi (hazırlanıyor) Forty QRP. EFE QRP. JRC NRD 92. Heathkit. KDK.
SOME MORE WORK on uSDX QUAD BAND
Maniple, cihazdan büyük... |
Harmonikler: 40 m bandı |
|
|
Harmonikler: 17 metre bandı |
A PROBE STORY, AGAIN
Ayarlamak istediğim çift ibreli Wattmetre'nin skalaları düşük güçte ileri 30 W ileri, 6 W geri; yüksek güçte 300 W ileri, 60 W geri giden ve dönen en fazla akımı gösterecek şekilde düzenlenmişti. Ben de bu nedenle önce elimdeki HF telsizi CW modunda düşük güçte 5 W, orta güçte 30 W, yüksek güçte 100 W verecek şekilde ayarladım. Niyetim tuner'i telsizle sunu yükün arasına önce olağan şekilde bağlayıp ileri (giden) skalasında, sonra da da ters bağlayarak geri (dönen) skalasında ayarını yapmaktı.
Tavsiye edildiği şekilde 20 metre bandında ayar yapmaya koyuldum ancak bir süre sonra bir tuhaflık olduğunu fark ettim. Örnegin ileri ayarında, telsizi yüksek güç konumuna aldığımda Wattmetre 70W civarı bir güç görüyordum, cihazın içindeki ayar direnciyle oynayarak gücü Wattmetre'de 100W görecek kadar arttırınca güç kaynağı kendisini korumaya alıyordu. Halbuki bu güç kaynağını 100W güç ile daha önce kullanmış ve 20-22 Amper gücü verebilediğini görmüştüm.
Tekrar osiloskoptaki gerilim değerlerini izlemeye başladım, zaten asıl şaşkınlığım da o zaman başladı: Osiloskop bana frekans yükseldikçe, güçte alışılmadık kadar büyük bir düşüş olduğunu söylüyordu. 14 MHz'de 100W okuduğum güç, 28 MHz'te neredeyse yarılanıyordu! Bütün bunlar olurken, Wattmetre'nin ibresi bant ne olursa olsun hemen hemen 100 W'a yakın bir çıkış gücü gösteriyordu.
Söylediğim gibi osiloskopa çok güvendiğim için bir süre hatayı o tarafta aramaktan kaçındım. Cihazı, wattmetre'yi tekrar tekrar gözden geçirdim. Derken aklıma bu işi yaparken kullanmakta olduğum probu geçen yıl tamir etmiş olduğum geldi. Neyse ki aynı probtan bir tane de yedekte vardı. Önce osiloskopun (öz)kalibrasyonunu tekrardan yaptım. Sonra da elimdeki DDS sinyal jeneratörü ile -üşenmeden aynı kanalda- iki probu takıp çıkararak farklı frekanslarda işaretin genliğini ölçtüm. Acı gerçek şuydu: Geçen yıl içindeki ayar kondansatörünü değiştirdiğim prob, aşağı yukarı 1 MHz'ten sonra yanlış gösteriyordu! Sorunun bu olduğundan emin olmak için deneyi 3 kanalda tekrarladım. Her defasında tamir görmüş olan prob, yüksek frekanslı işaretleri aynı oranda düşük gösteriyordu. Bir örnek olması açısından aşağıdaki tabloya bakabilirsiniz:
Tablodaki verilerle oluşturulmuş grafikte de görebileceğiniz gibi, tamir etttiğimi sandığım prob yüksek frekanslarda genliği yaklaşık %50 daha düşük gösteriyordu. Kaldı ki bunlar 500 MHz'lik problardı. Daha yüksek frekansta bu kadar farka neden olan prob çok yüksek frekanslarda ya da ultra yüksek frekanslarda ne kadar hata verecekti, veya bir işaret dahi görebilcek miydim o da ayrı bir konu.
"Tamir ettim diye düşünürken meğer bant genişliği 1 MHz olan alçak frekans probu üretmişim" diye kendime güldüm. Şansa bakın ki, geçen yıldan bu yana yaptığım işlerin hepsi ses frekanslarındaydı (CW filtresi, vb.). Bu sayede hem o projelerde sorun yaşamamış, ama probtaki sıkıntıyı da fark etmemiştim. Beni şaşırtan birşey de ayarlı sığayı özenle seçmiş olduğumu bilmemdi. Sığanın özellikleri probun çalışma aralığına ve amacına uygundu.
Sorunu nasıl halledeceğimi düşünürken aklıma birşey geldi: Bu problarda, yüksek frekanslarda kompanzasyon yapmaya yarayan bir de direnç vardı. Ben ayarlı sığayı değiştirdikten sonra alçak frekansta (1 kHz) ayar yapmış, ama yüksek frekansla ilgili bir ayar yapmayı akıl etmemiştim. Probun kitapçığını bulup açtım, doğru hatırlıyordum:
WA2CBA 3 bant µSDX, 3d yazıcıda parcaları basılmış maniple ile |
Giriş ve çıkışlar. Fotoğraf otomatik filtre geçişli çıkış katı eklendikten sonra çekildiği için, üç bantlı eski çıkış katındaki iki kayar anahtarın yeri boş. |
Gümüşlük sırtlarından Ege'de gün batımı, tabii 5m'lik olta kamışı ve dipol anten de manzaraya dahil! |
Kahvaltı sonrası denize nazır QSO! |
Kısa devre ettiğim 470 Ω direnç. Şimdi bunun yerinde 47 Ω'luk bir tane var. |
Türkiye'de tesadüfen Internet'te bulduğum çıkış katı plaketi |
Yeni çıkış katı tamamlanmış ve ana plaketin üzerine yerleştirilmiş |
Farklı gerilim düzeylerinde bantlara göre çıkış gücü, ilk ölçüm |
LONGUEIL HAMFEST
Tüm buluşmalarda işleyiş aynı zaten. Mutlaka uygun bir park yeri olan bir mekan seçiliyor (mahallenin ortak faaliyet merkezi, bir kilisenin ek binası vb.) Sabah 7:00-8:00 arası satış yapacaklar için giriş ve tezgahları hazırlama zamanı. 8:00'den sonra da kapılar tüm gelenlere açılıyor. Genelde girişler 5-10 Kanada Doları. Bu ücrete bir çekiliş bileti de dahil. Katılımcı firmaların veya düzenleyen amatörlerin bağışladığı malzemeler şenliğin sonunda bir çekilişle dağıtılıyor. Seçilen mekana göre bir köşede kahve, sandviç gibi şeyler de satılabiliyor, bunların da gelirini yine klüp alıyor. Saat 11:00-12:00 arasında da etkinlik bitiyor.
Elden çıkarmak istediğiniz malzemeleri bir masa kiralayarak satabilirsiniz. Bunun için 10-20 Kanada Doları civarında ücret ödemeniz gerekiyor ama en azından ayrıca giriş ücreti ödemiyorsunuz. Geçen yıl 3 arkadaş bir masa kiralayarak hem kullanmadığımız malzemeleri sattık, hem de sürekli ayakta dolaşmaktan kurtulduk.
Longueil, Montreal'in doğu kıyısının karşı tarafına düşen bir "ilçe" (diyelim). Tuhaf bir biçimde Montreal'liler doğuya "güney", batıya da "kuzey" demeye alışmışlar ve bu nedenle de Longueil'den "güney kıyısı" olarak söz ediyorlar. Bu yılki şenliğin mekanı da işte bu Longueil'de bir bingo salonuydu. Yanlış okumadınız, bingo, Türkçesiyle "tombala". Dünyanın başka yerlerini bilmiyorum ama Kuzey Amerika'da tombala ciddi bir iş (!) öyle bizim yılbaşlarındaki tombalanın aksine bir çeşit kumar. Neyse konumuza dönelim, bizim amatör telsiz şenliğinin mekanı da oldukça büyük (bir buçuk basketbol sahası kadar) bir bingo salonuydu; hatta ödül dağıtımında da kazananları salonun çekiliş makineleri ile belirlediler :)
Ben saat 9'da mekana vardım, yaklaşık 2 saatte bütün masaları (yalnızca satıcılar değil, klüpler, kurum ve kuruluşlar da oluyor) 2 defa turladım. Genelde birkaç tanıdığa da rastlayıp sohbet ediyorsunuz tabii. Ancak ne yazık ki manzara, Almanya, Fransa ya da ABD'de gördüğümden farklı değil: En genci 40'lı yaşlarda, beyaz saçlı ya da saçsız erkeklerden oluşan bir kalabalık... Ne yazık ki radyo haberleşmesi artık pek ilgi çekmiyor, dolayısıyla da gerek klüplerde, gerekse de faaliyetlerde yeni kuşakların temsilcileri çok azınlıkta.
Her zamanki gibi masaların çoğunda fazla malzemelerinden kurtulmak isteyen amatörler vardı. Yeni malzeme satan profesyonel ve/veya kurumsal satıcılar da bulunuyordu. Benim gözüm hep bana bir proje olacak (onarım, restorasyon) eski cihazlarla, kolay kolay bulamayacağım parçalarda oluyor. Nitekim daha girişimin üzerinden 10 dakika geçmeden en sevdiğim eski el telsizlerinden biri olan Yaesu FT-470 karşıma çıktı. Fiyat? 40 dolar, ama pazarlıkla 30 oldu ve çantamı boyladı. Bu yıl zevkli bir projeye dönüşecek. Bunun gibi bir-iki alışverişim daha oldu, hatta çok sevdiğim Forest Mimms'in ve Doug DeMaw'un birer kitabını da tanesi 1 dolar gibi gülünç bir fiyata aldım.
Evet, fiyata mikrofon da dahildi. |
İnsan kendini durdurmasa, eve bir kamyon hurda ile dönmesi işten bile değil. Ben bu hakkımı Dayton'a saklıyorum :) bakalım ne zaman kısmet olacak. Sizi fotoğraflarla baş başa bırakayım.
Yaşadığım bölgedeki bit pazarlarına sürekli gelen bir amatör var, yaşı ileri, suratsız birisiymiş gibi görünüyor ama aslında kibar bir insan. Onun tezgahına her zaman dikkatle bakıyorum çünkü hep bulunması zor, eski parçalar getiriyor ve derdi para kazanmaktan çok, yıllarca biriktirmiş olduğu bu nesneleri elden çıkarmak. Dolayısıyla istediği fiyatlar da son derece makul. Önceki yıl ondan QST dergisinin 1985-1989 arasındaki bütün sayılarını 5 dolar gibi sembolik bir bedel karşılığı almıştım. Bu yıl da WIARC'ın düzenlediği bit pazarında onu görünce hemen yanına uğradım, hem biraz sohbet ettim, hem de gözüme çarpan birkaç parça malzemeyi aldım. Bu filtre de o malzemelerden biri.
Anladığım kadarıyla MFJ firması bu devreyi ekonomik bir aktif filtre olarak 1970'lerin ortalarında 1980'lerin sonuna kadar pazarlamış, hatta bunu kit olarak satın almak da mümkünmüş. Bendeki örneğin de bir amatör tarafından monte edildiğini düşünüyorum (zaten elime ilk aldığımda içinden oynayan bir parçanın tıkır tıkır sesi geliyordu). Devre, işlemsel güçlendirici (OpAmp) ile 750 Hz merkez frekans olacak şekilde tasarlanmış bant geçiren 4 filtre katının arka arkaya eklenmesinden ibaret.
Kullanmak için alıcıdan gelen ses çıkışını filtrenin girişine, filtrenin çıkışını da bir kulaklık ya da çok küçük bir hoparlöre bağlamak gerekiyor (büyük hoparlörleri sürebilecek gücü yok). Benim elimdeki montajı yapan amatör, hem giriş hem çıkış için kutunun arka tarafına 3.5 mm'lik ses bağlantı soketleri eklemiş, böylece ses girişi için vidalı terminalleri kullanmaktan da kurtulmuş. Ses yükseliği ayarı yok, kaynaktan yapmanız gerekiyor. Kayar bir anahtar yardımıyla 80 Hz, 110 Hz veya 180 Hz bant genişlikleri arasında seçim yapabiliyorsunuz, anahtarın en sonu konumu da devreyi es geçip doğrudan alıcıdan gelen sesi dinleyebilmenize olanak veriyor. 9V gerilimle çalışıyor (aslında µA747CN tümleşik devrelerini kullandığı için 18 V'a kadar çıkılabilir) ve görebildiğim kadarıyla bir pil ile 6 saat kadar kullanabiliyorsunuz. Hepsi el kadar bir metal kutunun içine yerleştirilmiş.
Yukarıda yazdığım gibi, elime ilk aldığımda kutunun içinde tıkırdayan birşeyler olduğunu fark etmiştim. "Olsa olsa geçen yıl yaptığım aktif filtre kadar karmaşıktır, bozuk bile olsa tamir ederim" diye düşünmüştüm. Eve gelip de kutunun üst kapağını çıkarınca gördüm ki, oynayan şey, pili yerinde tutan kıskaç biçimli pil yuvası imiş. Yerine çift taraflı bant ile yapıştırılmış, o da kuruyunca kareket eder hale gelmiş. Devre kartı zaten bir yere sabitlenmiş değildi, kablolar sayesinde havada duruyordu. Ancak başka bir sorun görmediğim için uygun bir zamanda deneme yapmaya karar verdim, kutuyu bir kenara koydum.
Uygun zaman iki ay sonra (!) geldi. İşaret üretecinden gelen işareti filtrenin girişine uygulayarak 500 Hz'ten 1000 Hz'e kadar 10 Hz'te bir osiloskopta 80, 110, 180 Hz konumlarında çıkıştaki genliğe baktım (8 Ohm suni yük bağlı olarak). Elde ettiğim değerlerle ilkel Bode diyagramları çıkararak filtrenin düzgün çalışmadığını (şaşırdık mı, hayır) saptadım. 80 Hz konumunda makulmuş gibi görünse de, 110 Hz ve 180 Hz'te çalışıyor sayılmasına olanak yoktu.
Onarımdan önce filtrenin frekans tepkisi |
Filtrenin Devre Şeması |
Plaket. Ön planda polistirenlerin yerine taktığım iki seramik kondansatörü görebilirsiniz. Elektrolitikler de yenilendi. |
Onarımdan sonra filtrenin frekans tepkisi |
Bu filtreyi telsizin kulaklık çıkışına bağladım, bandın CW bölümünde dolaşırken genellikle devre dışı bırakıyor ve cihazın üzerindeki SSB filtresiyle dinleme yapıyorum. Beni ilgilendiren bir istasyon duyduğumda, filtreyi devreye sokarak o istasyonu adeta etrafından yalıtıyorum. Çok iyi çalışıyor, özellikle de en ekononik alternatifin 100 küsür dolarlık bir kristal filtre ya da DSP modülü olduğu düşünülünce. Aslında telsizin içinde, ses katının girişine bağlamanız öneriliyor ama ben hem TS-50'ye böyle bir ameliyat yapmak istemedim, hem de bu filtre bağımsız bir devre olarak bir kenarda dursun, hangi cihaz olursa olsun kullanabileyim diye düşündüm.